Meyvelerden korkmanıza gerek yok. Doğru zamanı ve doğru meyveleri seçerek amacınıza daha çabuk ulaşabilirsiniz.
Meyveler, içerdikleri şekerden dolayı vücut geliştirme konusunda kötü bir üne sahiptirler. Bunun sebebi şekerli olan her besinin göbek bölgenizde yağlanmaya yol açacağı düşüncesidir. Ancak meyveler size diğer birçok besinden çok daha fazla yarar sağlamaktadır.
POR,
Meyvelerin Faydaları
“Meyve, vücut sağlığınız için önemli birçok madde içeriyor, ancak içerdiği fruktozun doğrudan kaslar tarafından kullanılamaması birçok insanı tedirgin ediyor,” diyor Doktor Jim Stoppani, “sadece karaciğer fruktozu karbonhidratların depolanma şekli olan glikojene çevirme yeteneğine sahip.”
Fruktoz ile ilgili problem karaciğerdeki glikojen kapasitesi dolu olduğunda başlıyor. Bu noktada fruktoz yağa çevriliyor ve yağ hücrelerinin hacminin artmasına sebep oluyor. Glikojen deposunun dolu olup olmadığını anlayamadığımızdan bir çok vücut geliştirmeci meyve tüketiminden tamamen kaçınıyor. Ancak bu kadar sıkı bir önleme gerek yok. Meyvelerin sadece zararsız değil aynı zamanda yararlı olduğu bazı durumlar var.
Sabah Kalkınca
Meyve yemek için en iyi zaman kalktıktan hemen sonrasıdır. Siz uyurken karaciğeriniz, glikojen yakarak beyin için gerekli olan glikozu karşılamaya çalışıyor. Karaciğerdeki glikojen seviyesi azaldığında beyin, kendisine glikoz sağlamak için kaslardaki proteini yıkarak aminoasit elde etmeye başlıyor. Sabah uyandığınızda tam bir kas yakma makinesisiniz! Bu nedenle günün bu saati fruktozun yağa dönüşmesi konusunda endişe etmemeli, meyve yemelisiniz. Bunu yaparsanız glikojen seviyeniz tekrar normale dönecek ve kaslarınızı yakmak zorunda kalmayacaksınız.
Sabah için en iyi tercihler (Bir veya iki tane seçebilirsiniz):
Ananas (Bir Kase)
Kış Kavunu (1 dilim)
Portakal (Orta boy)
Muz (Orta boy)
Antrenman Öncesi
Özellikle son birkaç saattir yüksek karbonhidratlı yemek tüketmediyseniz antrenmandan 30-60 dakika önce meyve yemeniz idealdir. Fruktoz, gün boyu eksilen glikojen depolarınızı dolduracak, bu da antrenman sırasında kaslarınıza düzenli olarak glikoz gitmesini sağlayacaktır. Bu, siz çalıştıkça kaslarınızda oluşacak yorgunluğu önlemeye yardımcı olur.
En iyi antrenman öncesi tercihleri (Bir veya iki tane seçebilirsiniz):
Armut (Orta boy)
Karpuz (Bir dilim)
Elma (Orta boy)
Kavun(İki dilim)
Üzüm (Bir kase)
Çilek (Bir kase)
Ahududu (Bir kase)
Antrenman Sonrası
Antrenman sonrasında, karaciğer ve kaslarınızdaki glikojen depolarını doldurmak için meyve yemenin hiç bir zararı yok. İki porsiyon meyve sadece 20-30 gram karbonhidrat demektir. Kas kazanımını en uygun seviyeye çekmek için karbonhidrat tüketiminizi en az 40-100 gram seviyesine getirmeniz gerekir. Bunun için biraz beyaz ekmek, patates, pilav veya yulaf ezmesi yiyebilirsiniz. Ayrıca bu anda ihtiyacınız olan whey protein en az 20 gram karbonhidrat içermeli.
En iyi antrenman sonrası tercihleri (Bir veya iki tane seçebilirsiniz):
Kiraz (Bir kase)
Şeftali (Orta boy)
Elma (Orta boy)
Kavun (Yarım kavun)
Üzüm (Bir kase)
Çilek (İki kase)
Ahududu (İki kase)
Tamamlayıcı Olarak Meyve
Meyve sadece glikojen yenilenmesi ile sınırlı kalmıyor ve çok daha fazlasını sunuyor. İşte bunlardan az bilinen bazıları:
Greyfurt
12 hafta boyunca günde yarım greyfurt yiyen veya üç kere 250 ml. greyfurt suyu içen katılımcılar, ek bir diyet uygulamaksızın 1 kilogram(hatta bazen 4 kilograma kadar) vermişlerdir.
Portakal
Turunçgillerin kralı diyebileceğimiz portakal, antrenman öncesi için harika bir seçenektir. İçerdiği C vitamini nitrik oksidin serbest radikaller tarafından parçalanmasını önler. Aynı sebepten ötürü antrenman sonrası için de idealdir.
Elma
İçerdiği polifenoller ile gücünüzü ve yağ yakımınızı artırır.
Kiraz
İçerdiği antosiyaninler antrenman sonrası iltihabı önler ve iyileşmenizi hızlandırır.
Karpuz
İçerdiği sitrülin arginine çevirilerek kan akışı ve besin dağıtımına yardımcı olur.
Kimse çok meyve yemekten şişmanlamaz. Dikkat etmeniz gerekenler meyveyi doğru zamanda tüketmek. Ayrıca meyveleri bütün tüketmek de onlardan yapılmış içeceklere oranla vücudunuz için daha faydalı. Ancak her şeyde olduğu gibi makul derecede tüketimde bulunmalısınız.
Bu güzel yazı için Fatih Özata'ya teşekkürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.